15 Şubat 2011 Salı

Süreklilik Her Yerde

İlk blog biraz akademik olmuştu ama bu sefer güncel hayattan örnekler vererek, konuya çok yakın olmayan okuyucuları da biraz içine çekelim istiyorum. Geçtiğimiz ay içinde devlet dairelerinde 2 adet önemli kesinti oldu (bizim bildiklerimiz sadece). Birincisi tapu müdürlüklerindeki. Emin olmamakla beraber Takbis tapu sisteminde bazı kesintiler olduğunu zannediyorum. Bugün itibariyle Takbisin kendi sitesindeki bilgilere göre toplam 957 müdürlükten 454'ü Takbise geçmiş durumda. Dediğim gibi tam olarak detayları açıklanmamış olmasına rağmen, geçen haftalarda yaşanan kesintilerin belli ölçüde tüm Takbis müdürlüklerini etkilediğini tahmin etmek zor değil.

İkinci olay ise gazetelerde de ufak haberler olarak geçen gümrüklerdeki kesintiler. Gene benzeri bir şekilde merkezi yönetilen gümrük sistemleri bu sistemlerin arızalanması ile tüm gümrük kapılarının (ya da bu sistemleri kullanan tüm gümrük kapılarının) işlev göremez hale gelmesine yol açtı.

Bu ve benzeri arızalar ve sorunlar için ne yapılabilir. Tabi öncelikli olarak bunlar ülke çapında hizmetler olduğundan bu hizmetlerin ülke için (özelde Türkiye için) ne kadar önemli olduğunu analiz etmek gerekir. Bu analizde bir çok parametre kullanılabilir ama kanaatimce kullanılabilecek en önemli parametrelerden biri bu kesintilerin belirli sürelerde ülke ekonomisine ne kadarlık finansal bir yük getirdiğinin öngörülmesidir. Örnek olarak gümrüklerde bir sistem arızası sonucu iş yapılamaz olduğunu varsayalım. Bu arızanın saatte, günde, haftada ya da ayda ülke ekonomisine ne kadar maliyet oluşturduğunun tahmin edilebildiğini düşünelim. Örneğimizde bu maliyet günde 1 milyon TL olsun. Ülke yönetiminin (ya da gümrükler yönetiminin tabi ki) bu maliyetin oluşmaması için yapacağı yatırım risk algısı ile doğru orantılıdır. Eğer ki yönetim gümrüklerin 1 saat içinde tekrar faaliyet göstermesi gerektiğini düşünüyorsa katlanabileceği en yüksek ülke maliyeti 1 milyon TL'dir diyebiliriz. Ancak eğer yönetim gümrükler 2 gün çalışmasa da olur ancak 3. gün mutlaka çalışsın diyorsa (ki bu risk algısına bağlı bir yönetim kararıdır) bu durumda günlük 8 saatlik çalışma dilimden toplamda 16 milyon TL'ya kadar maliyete katlanabileceğini düşünebiliriz.
İşte, iş sürekliliği yönetim metodolojilerinin kalbi sayılabilecek İş Etki Analizi (İEA) de, bu yukarıda bahsettiğim benzer analizlerin bütününü kapsamaktadır. Elbette yukarıdaki tarzda analizler İEA'nın sadece ufak bir parçasıdır.